Kur'an Nesli Platformu, Adana'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik küstah saldırıyı tel'in etti

Sözde bir siyasetçinin Türkiye'nin İsveç'teki büyükelçilik binası önünde "Kur'an-ı Kerim yakma" cüretini telin etmek için Kur'an Nesli Platformu Adana'da basın açıklaması düzenledi.

Kur'an Nesli Platformu, Adana'da Kur'an-ı Kerim'e yönelik küstah saldırıyı tel'in etti

Kur'an Nesli Platformu öncülüğünde Adana'da, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'i yakma küstahlığına karşı "Ey Müslüman Kur'an'a sahip çık" sloganıyla kitlesel basın açıklaması düzenlendi.

Adana'da 5 Ocak Meydanı önünde gerçekleştirilen kitlesel basın açıklamasına, HÜDA PAR İl Başkanı Salih Demir ve parti yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve yüzlerce vatandaş katıldı.

Ellerinde Kur'an-ı Kerim ve tevhid bayraklarıyla mitinge akın eden Kur'an aşığı vatandaşlar; sık sık tekbir ve sloganlar getirdi.

Kitlesel basın açıklaması, Veysi Sonkaya'nın Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Okunan Kur'an-ı Kerim'in ardından HÜDA PAR Adana İl Başkanı Salih Demir bir konuşma gerçekleştirdi. Demir, Batı'nın yaptığı bu tür eylemlerin Kur'an korkusundan kaynaklandığını ve Müslümanların Kur'an etrafında bir kez daha kenetlenmesi gerektiğinİ belirtti.

Basın açıklaması öncesi Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Adana Başkanı Mehmet Sezer, Medeniyet Vakfı Başkan Yardımcısı Serdar Gürbey selamlama konuşması yaptı.

Basın açıklamasını Kur'an Nesli Platformu adına Orhan Erkuş okudu.

Kur'an-ı Kerime karşı yapılan alçakça saldırıyı tel’in etmek üzere Kuran Nesli Platformu olarak bir araya geldiklerini söyleyen Erkuş, "Tarih boyunca yüce dinimiz İslam’a ve onun aziz şiarlarına karşı mütemadiyen saldırılarda bulunulmuştur. Bu eylemler düşmanlıkta azgınca ileri giden güruhlar tarafından Müslümanları hem tahrik hem de tahkir etmek amacıyla çeşitli organizasyonlar ve mizansenlerle gerçekleştirilmiştir. Bu alçakça organizasyonların sonuncusu ise dünya kamuoyuna da yansıdığı üzere İsveç’te sergilenmiştir. Kendilerini dünyaya insan hakları savunucusu, hümanizmin azizleri, demokrasi havarisi olarak pazarlayan ve modern, çağdaş hayat nizamının temsilcileri olduklarını iddia eden ülkenin, böylesi çağdışı, bağnaz, inanç özgürlüğüne düşmanca bir eyleme ev sahipliği yapması Batı’nın değerlerinin ne derece kof olduğuna delalet etmektedir." şeklinde konuştu.

"Kutsal kitap yakmanın “Fikir Özgürlüğü” sayılmasının akılla açıklanabilir hiçbir yanı yoktur"

Orhan Erkuş

'Söz konusu alçak eylemi “Fikir Özgürlüğü, Düşünce Hürriyeti” adı altında sahiplenen İsveç hükümetinin de bu alçaklığa çanak tutması ve bir bakıma zımnen desteklemesi, Batı’nın tıynetini bir kez daha ortaya koymuştur' diyen Erkuş, "Nitekim nesli ifsat eden, ailenin köklerine dinamit döşeyen cinsi sapkınlığa karşı en ufak eleştiriyi bile “Nefret Suçu” sayan ve buna karşı ciddi yaptırımlar uygulayan ülkelerin, dünya nüfusunun 4’te 1’ini oluşturan bir dinin kutsal kitabının yakılmasını ise “Fikir Özgürlüğü” saymasının akılla açıklanabilir hiçbir yanı yoktur. Müslümanlar olarak, Batı’nın dışı cilalı içi çürümüş değerlerini temsil eden kurumlarından ve temsilcilerinden herhangi bir beklentimiz olmadığı gibi böyle bir beklentiye girilmesinin de doğru olmadığının farkındayız." dedi.

"İslam ülkelerine ve bu ülkelerde yaşayan tüm Müslümanlara çok büyük görevler düşmektedir"

Müslümanların aşağılık kompleksinden kurtulmaları gerektiğine vurgu yapan ve bir araya gelerek daha güçlü olunması çağrısı yapan Erkuş, şunları kaydetti:

"Yıllardır bu ümmete dayatılan Batı hayatı ve değerlerine dair hayranlığının bir tezahürü olarak İslam ümmetinin eziklik ve geri kalmışlık algısının artık yok edilmesi ve de bu ümmetin yiğit evlatlarının asıl gücünün farkına varması gerektiğini hatırlatmak istiyoruz. Öyle bir ümmete sahibiz ki, Kuran’ımıza saldıran azgın kâfirin bu eylemine karşı hemen organize olarak dünya kamuoyunun dahi gözlerinin alamadığı Kuran’a Sahip Çıkma mitingleri düzenleyebiliyoruz. Öyle İslam fertlerine sahibiz ki, Kuran’a yapılan saldırıya her yerde her anda dimdik karşı durabiliyoruz. Sedamızı öyle bir yükseltiyoruz ki eylemi yapan kâfirin ve onun tasmasını elinde tutan sahiplerinin kalplerini titretebiliyoruz. Bu anlamda İslam ülkelerine ve bu ülkelerde yaşayan tüm Müslümanlara çok büyük görevler düşmektedir. Kuran’a dünden daha fazla sahip çıkmalıyız. Onu daha iyi okumalı ve daha iyi anlamalıyız. İnsanlar arasında onu daha fazla yaymalıyız ki İslam düşmanlarının ulaşmaya çalıştığı amaçlarını akim bırakabilelim. Öyle bir çalışmalısınız ki Kuran yakma eylemini gerçekleştiren azgınlar yaptıklarına pişman olmalı, Kuran’ın deyimiyle kinlerinden gebermelidirler. Ey İslam ümmeti ve bu ümmetin nadide mensupları, çağrımız sizedir! Tefrikaya dönüşen fikirlerden arının, çatışmaya götüren ifrat ve tefriti terk edin, kardeşliğimizi bozan mülahazalardan vazgeçin ve artık vahdeti sağlayın. Sizler tek yumruk, tek bilek, tek güç olduktan sonra dünya dahi karşınızda duramaz. Artık silkelenin ve kendinize gelin. Sinenizde atıl durumda bıraktığınız gücün farkına varın! Bu olayları bir fırsat bilin ve milat kabul edin. Her şeyi bir kenara bırakarak Kuran’ın etrafında birleşin. Umut sizdedir."

İLKHA