'Kur'an-ı Kerim kalplerimizi fethetmeli'

Kur'an Nesli Platformu ve Sahabe-Der tarafından düzenlenen Diyarbakır'ın fethi ve Kur'an ziyafeti programında Kur'an-ı Kerim'in mümin kalpleri fethetmesi gerektiği, aksi takdirde karanlık günlerin yeniden gelebileceğine dikkat çekildi.

Kur'an Nesli Platformu ve Sahabe-Der tarafından "Peygamberler ve Sahabeler Şehri Diyarbakır'ın Fethi ve Kur'an Ziyafeti" programı düzenlendi.

Sümer Park'ta teravih namazı sonrası düzenlenen program, Şahin Elelçi'nin Fetih Suresini 1-3'üncü ayetleri okumasıyla başladı.

Ardından Sahabe Der Yönetim Kurulu Üyesi M. Şerif Kaçan, bir konuşma yaptı. Diyarbakır'ın bundan 1380 yıl önce Halid Bin Velid komutasındaki İslam orduları tarafından fethedildiği hatırlatan Kaçan, fetih sırasında Halid Bin Velid'in oğluyla birlikte birçok sahabenin şehid düştüğünü ve defnedildiğini anlattı.

Kur'an neferi olan sahabelerin bu memleketi Kur'an'ın nuruyla aydınlattıktan sonra bu coğrafyada Kur'an'ın ve imanın girmediği evin kalmadığını belirten Kaçan, hatta bu toprakların imanın taşıyıcısı, Kur'an'ın hizmetkarlarıyla dolu bir hale geldiğine dikkat çekti.

Kur'an'ı sırtlanıp, gönüllerine nakşedip memleket memleket dolaşıp buralara kadar gelen o sahabeye karşı bir minnet borcumuzun olduğunu söyleyen Kaçan, "Onlar evlatlarını, kardeşlerini burada şehid bırakıp giderken, bu toprakları onların ruhaniyetine emanet ettiler. Sonra onların bu topraklara ekmiş olduğu iman nurunu da gelecek nesillere emanet ettiler, bize miras bıraktılar. Bugün 21'inci asırda küfrün, nifakın her tarafı kesif bir karanlığa boğmak için uğraştığı bir zamanda, Kur'an'ın hizmetkarları olacak, o mirası her yere taşıyacak kişiler Allah'ın izniyle bizler olmalıyız. Bu da bize bir tevafuk ki bir Ramazan günü, bir Kur'an ayında tekrar bir fetih gününe denk geldik. Öyleyse hepimiz her birimiz önce şu kalplerimizi, sonra evlerimizi ve çocuklarımızı Kur'an'ın aydınlığına açmalı, Kur'an'ın kalbimizi fethetmesine bırakmalıyız. Kur'an'ın bizim kalplerimizi fethetmesi, çocuklarımızı fethetmesi için her birimiz evlerimizi Kur'an yuvasına çevirmeliyiz. Ki burada şehid düşen, kilometrelerce öteden sırf Allah için Kur'an'ın nuruyla nurlanalım ve bu yeryüzünde imanla yaşayalım, imanla ölelim, imanla dirilelim diye bütün dünyalıklardan vazgeçelim. Elimizin tersiyle dünyayı bir tarafa bırakıp, yola çıkıp burada şehid düşen o sahabe neslinin kutlu mirasına sahip çıkmak hepimizin vazifesidir." diye konuştu.

Kaçan, "Umut ediyorum ki her evde Kur'an olduğu gibi hepimizin gönlüne de Kur'an nakşolacak. Evlatlarımızı ilkin Allah'ın kelamıyla tanıştıracağız. Onlar ilkin Allah diyecekler, ilkin Kur'an diyecekler. İlkin Kur'an'ı okumayı öğrenecekler ki bu topraklarda, evlerimizde, sokaklarımızda, damlarımızda, işyerlerimizde Kur'an'ın nuru eksik olmasın. Eğer ki biz kendimizi ve çocuklarımızı Kur'an'ın fethine bırakmazsak, açmazsak Allah muhafaza o karanlık günler tekrar geri döner." ifadelerini kullandı.

Kaçan'ın konuşmasının ardından Kur'an ziyafetine geçildi. Kürsüye çıkan Ömer Yakut, Ahzab Suresi 38-48'inci ayetleri; Bedirhan Akgül, Ali İmran Suresi 187-200'üncü ayetleri; Şahin Elelçi de başta Duha suresi olmak üzere Felak, Nas ve İhlas gibi kısa sureleri tilavet etti.

Programa, HÜDA PAR genel başkan yardımcılarından Abdurrahman Cens ile Vedat Turgut ve HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş da katıldı.

İLKHA