Kudüs Şurası Genel Sekreteri: Gazze, Kudüs'ün güvenliği açısından son derece önemli

Mescid-i Aksa'nın önemine değinen Kudüs Şurası Genel Sekreteri Mehmet Fatih Serenli, Filistin'in, Mescid-i Aksa'yı barındırdığı için son derece önemli olduğunu söyledi.

Kudüs Şurası Genel Sekreteri: Gazze, Kudüs'ün güvenliği açısından son derece önemli

Siyonist işgalci rejiminin, Filistin'de Gazze ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılarına karşı durmamız gerektiğini belirten Kudüs Şurası Genel Sekreteri ve ÖNDER Ankara Başkanı Mehmet Fatih Serenli, Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar için önemli olduğunu söyledi.

Yaklaşık 100 yıldır işgalci terör şebekesinin katliamları Filistin'de devam ederken, 7 Ekim'de başlatılan Aksa Tufanı'ndan sonrası ise işgalcilerin vahşeti katlanarak arttı.

İslam beldesine ve Müslüman kardeşlerimize yapılan bu vahşi saldırılar karşısında safların belli olması gerektiğini vurgulayan Serenli, kendini savunan kardeşlerimize maddi ve manevi destek sağlamamız gerektiğini söyledi.

Mescid-i Aksa'nın önemine vurgu yapan Serenli, "İlk kıblemiz ve haremimiz olan Mescid-i Aksa, biz müminler için bir inanç meselesidir. Cenab-ı Allah Celle Celalühü bereketin merkezi olarak müjdelediği ve etrafının da bereketli olduğunu söylediği bu coğrafyanın esaret altında olması elbette ki bizleri son derece üzüyor ve bu yönüyle de üzerimize bir sorumluluk yüklüyor. Kudüs, Mescid-i Aksa'yı barındırması açısından özellikle son derece önemlidir. Peygamberlerin (aleyhimüsselâm) onların izinden giden salihlerin uzun yıllar boyunca gittiği, ziyaret ettiği, bulunduğu ve orada olmak istediği bir coğrafyadan bahsediyoruz." dedi.

Filistin ile tarihi ve kültürel bağlarımızın da son derece sağlam olduğunu belirten Serenli, "Kudüs deyince orada Müslümanların yıllarca yapmış olduğu inşa etmiş olduğu eserler var. Tarihi ve kültürel bağlarımız da o coğrafyada son derece sağlamdır. Peygamber Efendimizin  (Sallallahu Aleyhi Vesellem)  irşadıyla sahabelerden başlayarak sonraki gelen Müslüman nesiller hep Kudüs'e gitmek, Mescid-i Aksa'da bulunmak istemiştır Efendimiz (Aleyhissalatu Vesselam) Hadis-i Şeriflerinde buyurduğu üzere; 'Orası haşr ve dirilişin gerçekleşeceği yerdir. Gidin ve orada namaz kılın! Çünkü orada kılınan bir vakit namaz, başka yerde kılınan bin vakit namaz gibidir.' Oraya gidecek imkanı olmayanlar için de Hadis-i Şerif'in devamında 'Kandillerini yakmak için zeytinyağı (yakıt) hediye gönderin. Kim bunu yaparsa oraya gitmiş ve namaz kılmış gibi olur.' Böylece aslında müminler ile Kudüs ve Mescid-i Aksa arasında Peygamber Efendimiz bir gönül köprüsü, her şeyden önce bir mana köprüsü inşa etmek istemiştir. Kudüs, bu açıdan çok çok önemlidir." ifadelerine yer verdi.  

"Tarihin her aşamasında Müslümanlar, Filistin'deki emanete sahip çıkacaklardır"

Açıklamasının devamında Serenli, "Malumunuz Peygamber Efendimiz, Mekke'de kaldığı yıllar boyunca Medine'ye hicret ettikten sonra 17 ay boyunca Kudüs'e, Mescid-i Aksa'ya dönerek namaz kılmış. Peygamber Efendimiz kıble olarak orayı belirlemiş. Tabi Allah-u Teâlâ ne zaman ki Mescid-i Haram'a dön deyince Mescid-i Haram'a yani Mekke'ye Peygamber Efendimiz yöneldi. Oraya döndüğünden dolayı müminler açısından tarihi olarak orası, vazgeçemeyeceğimiz bir parçamızdır. Gönlümüzün, kalbimizin sürekli bağlı olduğu bir yer. Orada bir harememiz var, bugün itibariyle de bu kutsal kabul edilen bir harememiz var. Ziyaret edilmesi tavsiye edilen namaz kılınması tavsiye edilen bir harememiz var. Gidildiği zaman, ziyaret edildiği zaman yine Peygamber Efendimizin müjdesinde olduğu üzere 'oraya hiçbir başka maksat gütmeksizin giden ziyaret eden kimse annesinden doğduğu gibi tertemiz olur' diyor. Bu yönüyle bakıldığı zaman da yani Mekke'deki harem ile oradaki arasında aslında statü olarak bir ortaklık ve benzerlik var. Bu yönüyle de Müslümanların kıyamete kadar o coğrafyadan ve oradaki emanetlerinden o manalardan vazgeçilmesi mümkün değildir. Muhakkak tarihin her aşamasında Müslümanlar orada olacak ve bulunacaklar ve oradaki emanete sahip çıkacaklardır. Nitekim tarih boyunca da buradaki zulüm dönemleri hep istisna olmuş, kısa bir süre kalmış sonra salih kullar buraları gelmişler ve devralmışlar. Cenab-ı Allah'ın buyruğu üzere işte buralara ancak salih kullar mirasçı olacaktır." ifadelerine yer verdi.

"106 yıldır Kudüs işgal altında Mescid-i Aksa muhasara altındadır"

Serenli, açıklamasının devamında şunları aktardı:

"106 yıldır Kudüs işgal altında, Mescid-i Aksa muhasara altındadır. Ne yazık ki, siyonistlerin ve onların destekçisi olan küresel Emperyalist güçlerin kuşatması altında. Tabii burada çok şey var. Aslında bu 106 yıllık süreç içerisinde burası kuşatma altına alınmış, hatta bazı yerleri ilhak edilmiştir. Oradaki siyonist güçler, işgalciler ve sadece ilhakla da kalmıyor oradaki halklara bugün yaptığı gib zulüm ediyor. Yine tarih boyunca birçok zulüm ve zalimliği orada ne yazık ki sergiliyor. Bugün yaşayan müminler olarak ister istemez kendimize şu soruyu soruyoruz. 106 yıl önce burası bir şekilde elimizden çıktı. Burası işgal edildi. Önce İngiliz mandasına girdi, sonra kontrollü bir şekilde Yahudiler buraya yerleştirildi. Öteden beri aslında planlamış oldukları bir proje burada gerçekleştirildi. Orada sözde bir devlet olarak tanındı ve o tarihten beri Filistin coğrafyası huzur görmedi. Sadece Filistin coğrafyası değil, Kudüs'ün yani Kur'an-ı Kerim'de müjdelenen o bereket havzası dediğimiz Şam coğrafyası, Ortadoğu coğrafyası hatta bugün ülkemizin de dahil olduğu geniş bir coğrafya huzur görmüyor. İşgalciler orada olduğu sürece de bu coğrafyalar huzur görmeyecek. Çünkü onların yapmak istediği şey aslında kendilerince Arz-ı Mevud dedikleri o yapay coğrafyayı işgal etmek ve orada yerleşmektir. Son 10 yıllarda bölgedeki birçok olayın arkasında bu planın ve projenin olduğunu görüyoruz."

"Gazze, bölgede Kudüs'ün güvenliği açısından son derece önemli"

Gazze'de yaşananların işgalcilerin Arz-ı Mevud hayalleri nedeniyle olduğunu belirten Serenli, "Bugün de en son Gazze'de aslında olan biten tamamıyla bununla alakalıdır. Malumunuz Kudüs'ün doğu tarafında bir nehir, Batı tarafında deniz nehirle denizin arasında bulunan Filistin coğrafyasının tam orta yerinde bulunan bir şehir. Mescid-i Aksa'nın güvenliği aslında bir yönüyle doğu tarafından bir taraftan batıdan başlıyor. Batıda da Gazze şeridinden başlıyor yani Gazze bölgede, Kudüs'ün güvenliği açısından son derece önemli. O yüzden, bugünkü mücadelenin olmasının sebebi siyonistlerin işgal etmiş oldukları coğrafyaya tam hükümran olmak ve Arz-ı Mevud projelerini gerçekleştirmek istemeleridir. Önlerindeki en büyük engellerden bir tanesi aslında Gazze'dir. Buraya yıllardır defalarca müdahale etmelerine rağmen hep hüsranla geri çekildiler ve inşallah bu sefer de geri çekilmek ve yenilmek zorunda kalacaklar." dedi.

"Kudüs, öteden beri bir ilim merkeziydi"

Gazze'nin bütün bir ümmet için çok önemli bir müdafaa hattı olduğunu aktaran Serenli, "Bugün işgal edilen bir coğrafyayı kurtarmak, müminler üzerine bir sorumluluk olduğu gibi bunun için mücadele etmek bunun için siyasi, hukuki, diplomatik ve askeri her türlü yöntemle mücadele etmek lazımdır. Kardeşlerimizin oradaki mücadelesine her bakımdan yardımcı olmak ve destekçi olmakta bizler için son derece önemlidir. Kısaca ifade etmem gerekirse, Kudüs ve Mescid-i Aksa Müslümanlar için vazgeçilmez bir bölgedir, bir değerdir, bir manadır. Burayı korumak kollamak burayı özgürleştirmek de ümmet üzerine vaciptir. Ve inşallah bugün olmazsa yarın bütün ümmet, Allah'ın izniyle tıpkı bir zamanlar Hazreti Ömer'in gelip burayı özgürleştirdiği gibi işgalden kurtardığı gibi Selahattin Eyyubi'nin geldiği gibi orayı özgürleştirdiği gibi yine özgür olacaktır. Kudüs, İslam kültür ve medeniyetinin de önemli bir merkeziydi. Kudüs öteden beri bir ilim merkeziydi. Dünyanın birçok coğrafyasından gelen Müslüman alimler, buralarda ilim meclisleri oluşturarak ilmin yayılması için çalışıyorlardı. Orada çok önemli medeniyet eserlerimiz var. Orada bütün bunların inşallah tekrar korunması ve devam ettirilmesi için ümmet muhakkak bir araya gelecek, birlik kuracak ve inşallah orayı özgürleştirecektir. Bunun gibi mücadele ve çekilen sıkıntılar aslında bunun müjdesidir." ifadelerine yer verdi.

"Kudüs'ün özgürlüğü demek, Mescid-i  Aksa'nın özgürlüğü demektir"

Son olarak Serenli, "Efendimiz (Aleyhissalatu Vesselam) sahabeyi kiram nasıl Mekke'de zorluk çektiler, işkencelere tabi tutuldular, akla hayale gelmeyecek kendi soydaşları tarafından işkenceler ve zorlamalar yapıldı. Ama nihayette onlar Medine gibi bir devletle müjdelendiler ve orada İslam'ın ilk model toplumunu, devletini vücuda getirdiler. İnşallah bunlar da bu olup bitenler de bir doğum sancısı gibi olacaktır. Ne yazık ki israiloğulları siyonizmde onların bugün aslında bir devamı, küresel bir örgütlü güç olarak bütün insanlığı aslında köleleştirmek isteyen bir çalışmadır, bir projedir. Tarih boyunca buna benzer çok mezalim yapmışlar. Peygamberleri, salih insanları katletmişler. Onlar kendilerinin, yani fıtratlarına özlerine yakışanı yapıyorlar ve inşallah biz müminler de bize yakışanı ümmet olarak yapmak üzere her alanda en başta da sivil toplum olarak tabii her türlü tepkimizi ortaya koyacağız. Çalışmalarımızı bu manada merkezileştireceğiz, bir araya getireceğiz ve bir sinerji oluşturacağız ki inşallah Mescid-i  Aksa o muhasaradan kurtulsun. Kudüs'ün özgürlüğü demek, Mescid-i  Aksa'nın özgürlüğü demek, bütün bir ümmetin yeni bir sayfasının açılması anlamına gelecektir inşallah." dedi. (İLKHA)