Kongo’da isyan ateşi büyüyor: Silahlarını bırakan yetkililer BM tesislerine sığındı

BM Demokratik Cumhuriyeti'ndeki İstikrar Misyonu, ülkede militan gruplar ile güvenlik güçleri arasında devam eden çatışmaların ardından silahlarını bırakan yetkililer de dahil olmak üzere çok sayıda kişinin BM tesislerine sığındığını bildirdi.

Kongo’da isyan ateşi büyüyor: Silahlarını bırakan yetkililer BM tesislerine sığındı

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin başkenti Kinşasa'da protestocular tarafından çok sayıda büyükelçiliğin yakılıp tahrip edildiğini gösteren videolar ortaya yayımlandı. Belçika, Fransa ve Ruanda misyonları yakılırken. ABD Büyükelçiliği’nin dışında lastikler yakıldı ve BM'nin genel merkezine de saldırıldı.

Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki (KDC) gelişmeler ele alındı.

Burada video konferans yoluyla üye ülkeleri bilgilendiren BM Kongo Demokratik Cumhuriyeti'ndeki İstikrar Misyonu'nda (MONUSCO) Koruma ve Operasyonlardan Sorumlu Özel Temsilci Yardımcısı Vivian van de Perre, KDC'nin doğusunda 23 Mart Hareketi (M23) ile süren çatışmaların çok büyük bir yerinden edilmeye yol açtığını, insanların Goma'da halihazırda aşırı kalabalık merkezlere sığınmaya çalıştığını söyledi.

De Perre, aralarında silahlarını bırakan eski yetkililer de dahil olmak üzere çok kişinin MONUSCO'ya sığındığını belirterek, misyonun aynı zamanda insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütlerinden gelen koruma taleplerine de cevap vermeye çalıştığını belirtti.

"Bizim tesislerimiz de güvenli değil"

MONUSCO'nun çok sayıda kişiye ev sahipliği yapacak kapasiteye sahip olmadığını ifade eden de Perre, "Aynı zamanda bizim tesislerimiz de güvenli değil." uyarısında bulundu.

De Perre, gönüllü olarak MONUSCO'nun uluslararası standartlara göre terk edilmiş ve bırakılan silahları depoladığını belirterek, söz konusu silahların çatışan tarafların eline geçmemesi için somut adım attığını kaydetti.

Goma'nın su, elektrik ve tıbbi hizmet altyapısının mevcut durumla baş etmekte zorlandığına işaret eden de Perre, insani durumun da kötüleştiğini anlattı.

De Perre, M23'ün saldırılarının siviller üzerinde etkisinin sürdüğüne işaret ederek, çatışmaların yoğunluğu ve cephe hattına yakınlık nedeniyle BM'nin insani yardım operasyonlarının bazılarını askıya aldığını, bazılarını ise duruma göre yeniden uyarladığını ifade etti.

Sivillerin acılarını dindirmek ve hayat kurtarıcı yardım sağlamak için adım atılması gerektiğinin altını çizen de Perre, askeri operasyonların bu ihtilafa çözüm sunmayacağını dile getirdi.

De Perre, tüm taraflara siyasi diyaloğa dönme çağrısında bulunarak, Luanda Süreci'ne dönüşle savaş riskinin bertaraf edilmesi gerektiğini söyledi.

"BM barış gücüne saldırılar savaş suçu teşkil edebilir"

Tüm tarafların uluslararası insancıl hukuka uyma zorunluluğu bulunduğunu vurgulayan de Perre, "BM barış gücüne yönelik saldırılar savaş suçu teşkil edebilir." dedi.

Goma ve etrafındaki acının "tahayyül edilemeyecek" düzeyde olduğuna dikkati çeken de Perre, acilen şiddete son verilmesi çağrısı yaptı.

De Perre, tüm sınamalara rağmen MONUSCO'nun kriz sürecinde kilit rol oynamaya devam ettiğini ve koruma arayışında olanlar için umut ışığı teşkil ettiğini ifade etti.

Diğer taraftan MONUSCO'nun personeli ve tesisinin güvenliğini sağlamakta zorlandığına da dikkati çeken de Perre, taraflara sivilleri koruma, insani koridorlar açma ve sürdürülebilir barış çözümü için çaba sarf etme çağrısında bulundu.

KDC: BMGK başarısız olursa, o zaman sokak hükmetmeye başlayacak

Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba Wagner, BMGK'da KDC'deki gelişmelerin ele alındığı oturumda konuştu.

Çatışmalar sürerken ülkelerindeki diplomatik misyonların korunması için gerekli tüm önlemlerin alındığını belirten Wagner, “Bu üzücü olaylar, ülkemizin uluslararası hukuka ve diplomatik ilişkileri yöneten ilkelere olan sürekli bağlılığını hiçbir şekilde gölgelememektedir.” dedi.

Ülkesinin "kapana kısılmış" durumda olduğunu kaydeden Wagner, sadece son 24 saatte 100'den fazla kişinin sağlık merkezlerine sevk edildiğini, 500 binden fazla kişinin yerinden edildiğini ve insani durumun giderek kötüleştiğini kaydetti.

Wagner, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Ruanda sizin saygınızı ve otoritenizi suistimal etmeye devam etmek için daha ne yapmalı? Konsey’in nihayet Kigali'ye karşı gerekli tedbirleri alması için Ruanda’nın hangi uluslararası belgelere aykırı hareket etmesi gerekiyor? BM Şartı’ndan uluslararası insancıl hukuka, insan haklarından Luanda ve Nairobi barış süreçlerine kadar Ruanda, defalarca bu Konsey’in açıklamalarının kendisi için hiçbir anlam taşımadığını göstermiştir. 4 Ağustos 2024 tarihli ateşkes yalnızca bir hayalden ibaretti."

Sivillerin yaşamının, dört gündür temel yaşam ihtiyaçlarından mahrum bırakılan insanların geleceğinin bugün BMGK'nın alacağı karara bağlı olduğunu vurgulayan Wagner, BMGK'nın "cesur" olması gerektiğinin altını çizdi.

"BMGK derhal harekete geçmeli"

Wagner, BMGK'nın güçlü önlemler alması gerektiğini ve Ruanda'nın KDC'nin egemenliğini ihlal ettiğini tanıması gerektiğini kaydederek, "Herkes, sizin ne yapacağınızı, ne tür bir insani felaketin ve toprak ihlalinin Konsey’i harekete geçireceğini görmek için buradadır. Eğer bu Konsey failleri kınamazsa, tarih bu dönemi Güvenlik Konseyi’nin güçsüzlüğü ve kayıtsızlığı olarak kaydedecektir. Derhal harekete geçilmelidir." ifadelerini kullandı.

KDC'nin saldırı altında bir Afrika ülkesi olduğuna dikkati çeken Wagner, " Bu krizi bir Afrika sorunu olarak görüp Afrika çözümü gerektiğini söylemek, örgütümüzün temel dayanağı olan uluslararası dayanışma ruhuna ve kolektif güvenlik sorumluluğu ruhuna ihanet etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Wagner, BMGK'dan bazı talepleri bulunduğunu belirterek, öncelikle Ruandalı birliklerin derhal geri çekilmesi ve çatışmaların durdurulmasını istedi.

Ruandalı yetkililere yaptırım uygulanmasını talep eden Wagner, aynı zamanda Ruanda’ya ait olduğu iddia edilen doğal kaynaklara ambargo uygulanması gerektiğini söyledi.

Wagner, Ruanda’nın BM barış gücüne katkı sağlayan ülke statüsünün iptal edilmesi gerektiğini, "saldırgan olan bir ülkenin" barışı teşvik edemeyeceğini dile getirdi.

Ayrıca Ruanda’ya yapılan silah transferlerinde tam şeffaflık sağlanması ve bu transferlerin derhal durdurulması gerektiğini kaydeden Wagner, "Buradayız çünkü dünya sorunlarını burada çözmek ve meydan okumalara burada yanıt vermek gerekiyor. Eğer Konsey başarısız olursa, o zaman sokak hükmetmeye başlayacak." uyarısında bulundu.