Irak ve Afganistan'da savaşan İngiliz askerlerinde ruhsal bozukluk

İngiltere'de askeri personel ve eski askerler arasında yapılan bir araştırmaya göre travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ile depresyon ve anksiyete gibi yaygın ruh sağlığı sorunlarının görülme oranı artıyor.

Irak ve Afganistan'da savaşan İngiliz askerlerinde ruhsal bozukluk

Bu bulguların, Afganistan ve Irak’taki çatışmalar sırasında görev yapan yaklaşık 4.100 İngiliz askeri personelinin ruhsal sağlığı üzerine 20 yıllık bir çalışmanın sonuçları olduğu belirtildi.

İngiltere, 2001-2014 yılları arasında Afganistan ve Irak’a yaklaşık 280.000 asker göndermiş ve 2021'de tamamen çekilmişti.

King’s College London tarafından İngiltere'deki Gaziler Birliği desteğiyle yapılan çalışmaya göre, her üç aktif hizmet mensubu ve gaziden ikisi ruhsal sorunlar bildirmedi. Ancak, "önemli bir azınlık" olarak nitelendirilen grupta yer alan üç kişiden birinde, yaygın ruhsal bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) veya alkol kötüye kullanımı tespit edildi.

Yaygın ruhsal bozuklukların oranı yüzde 21,9’dan yüzde 27,8’e yükselirken, alkol kötüye kullanımı oranı yüzde 8,4’te sabitlendi. 2014-2016 yıllarında yapılan çalışmada TSSB oranı yüzde 6,2 iken, son bulgular bu oranın yüzde 9,4’e çıktığını göstermekte.

King’s College Askeri Sağlık Araştırmaları Merkezi’nden kıdemli araştırmacı Marie-Louise Sharp, TSSB’nin tedavi edilmesi zor ve hayat değiştiren bir durum olduğunu belirtti.

Sharp’a göre, TSSB oranları eski askerler arasında aktif hizmet mensuplarından daha yüksek. Bu oranı yüzde 10,5'e karşı yüzde 7,4 olarak belirtiliyor. Bu da sivil yaşama geçişte yaşanılan zorlukları gösteriyor.

Özellikle Irak ve Afganistan’da görev yapmış gazilerde, çatışmaya katılanlar arasında TSSB oranları daha yüksek.

King’s College London’dan psikiyatri profesörü ve araştırma ekibinin başında yer alan Dr. Simon Wessely, TSSB yaşayan kişilerin çoğunluğunun duygusal düzenleme güçlükleriyle karakterize olan karmaşık TSSB belirtileri taşıdığını ifade etti. Ayrıca, gazilerin TSSB riskinin aktif personele kıyasla daha yüksek olduğunu ve grubun yaşlandıkça ruhsal sorunların arttığını belirtti.

Sharp, bireylerin geçmişe kıyasla ruh sağlığı semptomlarını daha iyi fark ettiğini ve yardım aramaya daha istekli olduğunu ekledi.

İngiliz Psikoloji Derneği'nden Dr. Elaine Johnston ise bulguların, gazilerin silahlı kuvvetlerden ayrıldıktan sonra yaşadığı geçiş süreçlerinin, yalnızlığın ve bakım sorumluluklarının ruhsal sağlık üzerindeki etkisini vurguladığını söyledi.

Araştırmacılar, hem aktif hizmet mensupları hem de gaziler için ruh sağlığı hizmetlerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğini ve programların karmaşık ruh sağlığı sorunlarıyla başa çıkma kapasitesinin artırılması gerektiğini belirtti.

Her 10 kişiden biri birden fazla ruh sağlığı sorunu veya alkol sorunu yaşamakta.

Sharp, tarama süreçlerinin her zaman etkili olmadığını, bireylerin yardım aramaktan kaçınabildiğini de vurguladı.

Araştırma, COVID-19 salgınının bulgular üzerinde etkili olabileceği konusunda da uyarmakta. Ayrıca, sonraki çatışmalarda görev yapan askeri personel için bu bulguların geçerli olmayabileceği belirtilerek, gelecekteki nesillerin ruhsal sağlığı üzerine sürekli araştırmaların yapılması gerektiği ifade edildi.

Dr. Wessely, “TSSB oranları beklenenden düşük olabilir, ancak savaş ve askerlik hizmetinin etkilerini tamamen yok etmek zor. Bu çatışmaların ruhsal sağlık üzerindeki kalıcı etkilerini kabul etmek, hem geçmiş hem de gelecek nesilleri desteklemek için değerli dersler sunuyor,” dedi.

euronews