İngiltere hükümeti hedefte

İran ve İngiltere arasında birbirlerinin petrol tankerlerinin alıkonulmasıyla başlayan gerginlik, 2007'de İran kara sularını ihlal ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan İngiliz donanma askerlerini akıllara getirdi.

İngiltere hükümeti hedefte

ABD yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra İran petrolünü hedef alan yaptırımlarının bir sonucu olarak görülen Basra Körfezi'ndeki gerginlik, ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve İran arasında adeta tanker savaşlarına dönüştü.

İngiltere'ye bağlı Cebelitarık Özerk Yönetimi, 4 Temmuz'da Suriye'ye yönelik ambargoları ihlal ettiği iddiasıyla İran'a ait bir petrol tankerini İngiliz donanması tarafından düzenlenen operasyonla alıkoydu. İngiltere Savunma Bakanlığının yayımladığı görüntülerde İran tankerine İngiliz askerlerinin çıkarak tankeri ele geçirdiği görüldü.

İran Devrim Muhafızları Ordusu, İngiltere bandıralı Steno Impero adlı petrol tankerini, Hürmüz Boğazı'ndan geçişi sırasında denizcilik kurallarına riayet etmediği gerekçesiyle alıkoydu.

İngiltere hükümeti hedefte

İngiliz tankerinin İran tarafından alıkonulması çalkantılı bir süreç geçiren İngiltere hükümetine eleştirileri de beraberinde getirdi. Ülke basınına konuşan Kraliyet Donanmasının eski komutanı Lord West, hükümeti İran'ın misilleme tehditlerini ciddiye almamakla suçladı.

Ana muhalefetteki İşçi Partisinin lideri Jeremy Corbyn de Orta Doğu'da İngiltere'nin çıkarlarını tehdit eden gelişmelerin ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesiyle başladığını anlatırken Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, meselenin Trump ya da nükleer anlaşmayla ilgili olmadığını savundu.

İran ile İngiltere arasındaki propaganda savaşları

İran ve İngiltere arasında karşılıklı olarak birbirlerinin petrol tankerlerinin alıkonulmasıyla başlayan gerginlik, 2007'de İran kara sularını ihlal ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan İngiliz donanma askerlerini akıllara getirdi.

İran, 23 Mart 2007'de Basra Körfezi'nde kara sularına girdiği gerekçesiyle 15 İngiliz donanma askerini gözaltına alarak 13 gün esir tuttu. İngiltere ise askerlerinin Körfez'deki Irak kara sularında rutin denetleme sırasında ele geçirildiklerini ileri sürdü.

Bu durumu büyük bir propaganda malzemesine dönüştürmeyi başaran İran, İngiliz askerlerinin görüntülerini devlet televizyonunda yayımladı ve 4 Nisan'da Hristiyanların Paskalya Bayramı'na denk getirip askerleri salıverdi. Eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad düzenlenen törende askerleri Hazreti Muhammed'in öğretisine uyarak affettiklerini ve "İngiltere halkına hediye" olarak serbest bırakacaklarını açıkladı.

İki hafta boyunca esir tutulan İngiliz askerlerin İran kara sularına izinsiz girdiklerini itiraf ettikleri ve özür diledikleri görüntüler, İran devlet televizyonunda yayımlanınca eski Başbakan Tony Blair liderliğindeki İngiltere hükümeti, krizi çözmekte yetersiz kalmakla suçlandı.

İngiliz kamuoyu esir askerleri şok ve çaresizlik içinde izledi

İngiliz kamuoyu, esir alınan 15 donanma askerinin görüntülerini şok ve çaresizlik içerinde izlerken kadın asker Faye Turner'ın başörtülü görüntüleri İngiltere hükümetinde öfkeye neden olsa da hükümet, İran'a karşı psikolojik savaşında ciddi yara aldı.

Askerleri dini öğretileri gözeterek serbest bıraktığını açıklayan İran'ın propaganda savaşı İngiltere kamuoyunun yanı sıra din adamları arasında da alıcı buldu. İngiliz Silahlı Kuvvetlerindeki Katolik askerler ve ailelerine rehberlik yapan rahip Tom Burns, askerleri serbest bırakma kararında İranlıların dini inançlarının önemli rol oynadığını, İranlı yöneticilerin dini ilkelere uygun şekilde askerlere merhamet gösterdiğini söylemesi üzerine o dönem Muhafazakar Partinin Gölge Savunma Bakanı Liam Fox, rahibi saflıkla suçlayarak İran'ın propaganda savaşına kendisini kaptırdığını ifade etti.

O dönemde İngiltere ile girdiği psikolojik savaşta büyük üstünlük sağlamayı başaran İran'ın "tanker savaşlarında" da aynı başarıyı gösterip gösteremeyeceği merak ediliyor.

AA