HÜDA PAR'dan üniversite öğrencilerine çağrı: Sorumluluk almaya davet ediyoruz!

TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında önemli değerlendirmelerde bulunan HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, “Türkiye’deki öğrenci kardeşlerimizi de Amerikalı öğrenciler gibi, sorumluluk almaya, eylemselliği arttırmaya davet ediyoruz” dedi.

HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, TBMM’de gerçekleştirdiği basın toplantısında, Türkiye’nin Uluslararası Adalet Divanı’ndaki davaya müdahil olması ve siyonist işgal rejimiyle ticareti tamamen durdurma kararı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Demir ayrıca; ABD üniversitelerinde başlayan Gazze’ye destek protestoları, Türkiye iç gündemindeki en önemli başlıklardan Yeni Anayasa çalışmaları ve gıda fiyatlarında yaşanan artışlar ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

Açıklamalarına basın emekçilerinin Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü tebrik ederek başlayan Demir, Gazze’deki basın mensuplarını da unutmadı.

Demir, "Öncelikle basın emekçisi kardeşlerimizi tebrik ediyoruz. Ülkemizde ve dünyamızda dürüstçe ve basın ve ahlak ilkelerine uygun bir şekilde haber yaptıkları için gazetecilerin baskıya ya da saldırıya uğramasını asla kabul etmedik, etmiyoruz. Son 7 ayda Filistin ile ilgili haberleri takip ettikleri için işgal altındaki topraklarda 97 gazeteci öldürüldü. 16 gazeteci yaralandı. 25 gazeteci siyonist azgınlığı yazdığı için tutuklu ve 4 gazeteciden haber alınamıyor. İşin en acı tarafı dünya basını israilin basına vurduğu darbeyi bile yazamıyor." ifadelerini kulandı.

"Türkiye'nin İşgalci siyonist çetenin yargılandığı Uluslararası Adalet Divanı'na müdahil olma kararı önemlidir"

Türkiye’nin mahkemeye somut delil sunarak siyonist katillerin ceza almasına katkı sunması gerektiğini belirten Demir, "Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin siyonist işgal çetesine karşı, BM’nin en önemli yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı soykırım davasına, Türkiye’nin de müdahil olacağını açıkladı. Türkiye'nin davaya müdahil olma yönünde verdiği karar önemlidir. İşgalci siyonist çete, Adalet Divanı’nda mahkûm olmalıdır. Bu amaçla Türkiye, Gazze'de gerçekleştirilen soykırım ile ilgili elinde bulunan bütün bilgi, belge, görüntü ve diğer delilleri mahkemeye sunarak siyonist katillerin ceza almasına katkı sunmalıdır. Bu, insanlığa karşı bir sorumluluktur. Halkımızın da beklentisi Türkiye’nin söz konusu mahkeme sürecine daha etkin bir şekilde katkı sunmasıdır." dedi.

"siyonist işgal rejimi ile ticareti tamamen durdurma kararı geç kalınmış olsa da doğru ve önemli bir karardır, destekliyoruz"

Türkiye’nin, siyonist işgal rejimi ile ticareti tamamen durdurma kararının geç kalınmış, doğru ve önemli bir karar olarak yorumlayan Demir, "Öte yandan Türkiye'nin, siyonist işgal rejimi ile ticareti tamamen durdurma kararı geç kalınmış olsa da doğru ve önemli bir karardır. Bize göre önemli bir yanlıştan dönülmüştür. Söz konusu kararı siyonist tehlikenin farkına varan ve siyonizme esareti reddeden bütün ülkeler, insanlık için ortak bir tehdit olan siyonizme karşı ortak bir cephe oluşturmalıdır. Türkiye, soykırımcı siyonist işgal rejimine karşı şu ya da bu şekilde tavır alan bütün ülkelerle ortak bir eylem planı oluşturulmasına öncülük yapmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Türkiye'deki öğrenci kardeşlerimizi de Amerikalı öğrenciler gibi, sorumluluk almaya, eylemselliği arttırmaya davet ediyoruz"

ABD üniversitelerinde başlayan Gazze’ye destek protestoları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Demir, ABD üniversitelerindeki cesur öğrencileri tebrik ederek Türkiye’deki öğrencilere de Amerikalı öğrenciler gibi eylemselliği arttırma çağrısında bulundu.

HÜDA PAR Genel Sekreteri ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir şunları kaydetti:

"Yaklaşık 7 aydır Filistin halkına karşı soykırım uygulayan siyonist terör rejimine ve şartsız destek sunan ABD yönetimine karşı Amerika’daki bazı üniversitelerden gür bir ses yükselmeye başladı. 17 Nisan’da Kolombiya Üniversitesinde başlayan eylemler Brown, New York, Berkeley, Stanford, Harvard ve onlarca üniversiteye yayıldı. Öğrenciler siyonizmin merkez üssü olan bir ülkede medya, polis ve iktidar baskısına rağmen eylemlerini sürdürüyorlar. Günden güne yayılan eylemler şimdilik 30 kampüste yapılıyor. 17 Nisan’dan bu yana 1500 öğrenci Filistin halkının acısına ortak olduğu için gözaltına alındı. Tutuklanan, okuldan ihraç edilen öğrenci sayısı gün geçtikçe artıyor ama boyun eğmiyorlar ve insanlık onurunu savunmaya devam ediyorlar. Emperyalist ABD’nin Vietnam Savaşı'ndan bu yana tarihinin en büyük öğrenci olaylarına sahne oluyor. Üniversite kampüslerinde açılan çadırlarla hem ABD’nin siyonist işgal rejimine verdiği destek hem de Filistin’deki vahşet kınanıyor. İnsanlık onuruna sahip çıkan, bu uğurda bedeller ödeyen ABD üniversitelerindeki cesur öğrencileri tebrik ediyoruz. Türkiye’deki öğrenci kardeşlerimizi de Amerikalı öğrenciler gibi, en az onlar kadar sorumluluk almaya, eylemselliği arttırmaya davet ediyoruz.”

"Sivil bir anayasa hazırlığı olması sevindiricidir"

Basın toplantısına iç gündemde en çok konuşulan başlıklardan olan Yeni Anayasa çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak devam eden Demir, "Türkiye’nin yeni dönemde en önemli gündemlerinden birinin sivil bir anayasa hazırlığı olması sevindiricidir. Bu anlamda Sayın Meclis Başkanının yeni bir anayasa yapılmasına yönelik girişimini değerli buluyoruz. Uzun bir süredir devam eden kronik idari ve bürokratik sorunların temelinde, hak ihlallerinin insan hakları karnemizi zayıflatmasında, devletin vatandaşa karşı yükümlülüklerini aksatmasında bu anayasanın yetersiz ve işlevsizliği ve hukukun bağlayıcılığından uzaklaşmış keyfi tutumlar daha fazla göze çarpar hale gelmiştir." şeklinde konuştu.

"Yeni Anayasa; milletin iradesini temsil eden bir anayasa olmalıdır"

"Toplumun yeni anayasa beklentisini karşılamak üzere bütün siyasi partiler mutlaka bir araya gelmeli, kendi anlayışlarından gerekirse tavizler vermeli ve bu kritik eşik aşılmalıdır." ifadelerini kullanan Demir, "41 yıldan bu yana bir darbe ürünü anayasa ile yönetilmek, bir utanç kabul edilmelidir. Vesayet kurumlarından ve ideolojilerden arındırılmış, insan haklarına güçlü güvenceler sağlayan adil bir anayasa çalışması bir an evvel başlatılmalıdır. Bir toplumsal sözleşme bilinciyle oluşturulacak bu anayasa, ihtiyaçları karşıladığı gibi felsefesiyle gelecek kuşaklarımızı da kapsamalıdır. Bununla birlikte gelecek kuşakların iradesini ipotek altına alacak her türlü dayatmadan uzak, akıl ve adalet yönü ön planda olan, temel hakları güvence altına alan bir anayasanın temelleri atılmalıdır. Bu anayasa kuvvetler ayrılığı ilkesini gözeten, bu bağlamda milletin iradesini temsil eden yasama organını güçlendiren ve temsilde adaleti sağlayan, yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığının temin eden bir anayasa olmalıdır." dedi.

"Ekonomide henüz aşılamayan belirsizlikler, fiyat artışlarını tetikleyen diğer bir etkili unsurdur"

Basın toplantısına gıda fiyatlarında yaşanan artışları gündeme getirerek son veren Demir, bu konu ile ilgili de şunları belirtti:

"Ekonomide yaşanan zorlu sürecin olumsuz yansımaları halkın tüm kesimlerini etkilemeye devam ediyor. Ana harcama gruplarının tümünde yaşanan yüksek fiyat artışlarının yanı sıra, küresel çapta gıda fiyatlarında yaşanan düşüşe karşın Türkiye’de gıda fiyatlarında tam aksine artış trendi devam ediyor. Ana harcama gruplarında yüzde 50’den yüzde 104’e varan yıllık artış oranları gözlemlenen TÜİK verilerine göre şubatta yüzde 71.03 olarak gerçekleşen yıllık gıda artışı, martta yüzde 70,41 olarak gerçekleşmiştir. FAO verilerine göre son bir yılda dünya çapında gıda fiyatları yüzde 10 düşerken Türkiye’de yüzde 70 civarı artması, diğer harcama kalemlerindeki artışlar da göz önüne alındığında sorunun çok boyutlu ve çok ciddi olduğu anlaşılmaktadır. Bir tarım ülkesi olmasına karşın Türkiye’de gıda fiyatlarındaki astronomik artışlar; üretim, pazarlama, tüketim üçgeninde yaşanan sorunlara işaret etmektedir. Ayrıca ekonomide henüz aşılamayan belirsizlikler, fiyat artışlarını tetikleyen diğer bir etkili unsurdur. Süregelen belirsizlik ve öngörülemezliklerin bir sonucu olarak kriz literatürüne 'Fahiş fiyat' olarak geçen ve manipüle edilmesi daha kolay ancak engellenmesi güç bir fiyat trendini artış yönlü zorlamayı sürdürmektedir. Enflasyonla mücadelede üretimi sekteye uğratmadan başta kamuda tasarruf tedbirleri olmak üzere atılacak etkili adımlar, sonuç verici hamlelerle piyasalarda güven oluşturmak, fiyatlama davranışlarında müspet gelişmeler sağlayacaktır."

İLKHA