Erdoğan: Çanakkale ne ise Keşmir odur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pakistan halkının Kurtuluş Savaşımız sırasında ekmeğinden artırarak gönderdiği yardımları unutmadık. İşte şimdi de bizim için Keşmir odur." dedi.

Erdoğan: Çanakkale ne ise Keşmir odur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Pakistan Parlamentosunda gerçekleştirilen Ulusal Meclis ve Senato ortak forumunda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını parlamento üyeleri masalarına vurarak alkışladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:

"Dün Çanakkale, Bugün Keşmir, hiçbir fark yok"

Pakistan’la aramızdaki ezeli kardeşliği, inşallah ebediyyen muhafaza edeceğiz. Çünkü bizim kardeşliğimiz, kan bağından değil, gönül bağından geliyor. Bizim dostluğumuz, menfaatten değil muhabbetten geliyor. Dün Çanakkale, Bugün Keşmir, hiçbir fark yok.

"Hiçbir sınır, hiçbir mesafe Müslüman gönüller arasında hudut çizemez"

İslam dünyası olarak terörden çatışmalara, mezhepçilik fitnesinden açlık ve fakirliğe kadar ciddi sorunlarla boğuşuyoruz. Pakistan ve Türkiye, coğrafi konumları hasebiyle bu krizlerden en fazla etkilenen ülkelerin başında geliyor. İslam’da kardeşlik hukuku, mümin kardeşine destek olmak yanında, sıkıntılarına taraf olmayı, müdahil olmayı da gerektirir. Rabbimiz bu hakikati Hucurat Suresinde "Ancak müminler kardeştirler" diyerek ifade ediyor. Ümmetin bir ferdi olarak şahsımızla, ailelerimizle, komşularımızla beraber, milyarlarca kardeşimizin de mesuliyetini taşıyoruz. Kısa vadeli çıkarlar, günlük hesaplar, bizim ebedi ve ezeli kardeşliğimizin önüne geçemez. Mezhep, meşrep, kabile, dil farklılıkları bizim cihanşümul kardeşliğimizin üstüne çıkamaz. Hiçbir sınır, hiçbir mesafe Müslüman gönüller arasında hudut çizemez. Dünyanın neresinde olursa olsun Müslüman kardeşimizin derdiyle dertlenmek, zulme uğruyorsa onun yanında durmak bizim görevimizdir. Çünkü bizim inancımızda kimden gelirse gelsin zulme rıza zulümdür.

"3,5 milyon mazlumun rejimin varil bombaları altında can vermesinin önüne geçtik"

Türkiye olarak bu anlayışla ümmetin arasındaki ayrılıkları gidermek, anlaşmazlıklara çözüm bulmak, Filistin, Kıbrıs ve Keşmir başta olmak üzere haklı davalarımıza sahip çıkmak için gayret gösteriyoruz. Suriye’deki çatışmalardan ve rejimin zulmünden kaçan 4 milyona yakın sığınmacıyla ev sahipliği yapıyoruz. İdlip’le ilgili son günlerde attığımız adımların gayesi de 3,5 milyon mazlumun rejimin varil bombaları altında can vermesinin önüne geçmektir. Libya’dan Yemen’e kadar çatışmaların olduğu her yerde Türkiye’nin öncelikli hedefi,  kanı, yıkımı ve gözyaşını durdurmaktır. Bilhassa İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanlığımız sırasında İslam ümmetini ilgilendiren tüm konularda aktif bir çabanın içinde olduk. İlk kıblemiz Kudüs’ü Şerif’e yönelik İsrail saldırıları karşısında onurlu ve kararlı bir duruş sergiledik. Barış planı diye yutturulmaya çalışılan plan bir işgal planıdır. "Kudüs kırmızı çizgimizdir" diyerek Harem-i Şerifi, işgalci İsrail yönetiminin insafına terk etmeyeceğimizi tüm dünyaya ilan ettik. Geçtiğimiz haftalarda Amerikan yönetimi tarafından “yüzyılın planı” adı altında açıklanan işgal, ilhak ve yıkım planı karşısında da en güçlü tepkiyi yine biz verdik.

"Keşmir sorunu adalet ve hakkaniyet temelinde çözülebilir"

74’üncü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Keşmir’e sahip çıkarak, ülkemizin bu meseledeki hassasiyetini bir kez daha ortaya koyduk. Keşmirli kardeşlerimizin on yıllardır çektiği sıkıntıların, son dönemde atılan tek taraflı adımlarla daha da ağırlaştığını görüyoruz. Mevcut durumu kötüleştiren, Keşmirlilerin özgürlüklerini ve kazanılmış haklarını elinden alan bir tutumun kimseye faydası yoktur. Keşmir sorunu çatışma veya baskıyla değil, ancak adalet ve hakkaniyet temelinde çözülebilir. Böyle bir çözüm, tüm tarafların menfaatlerine hizmet edecektir. Türkiye, Keşmir meselesinde adaletin, barışın ve diyalog yoluyla çözümün yanında yer almayı sürdürecektir.

AA