'Dünya Kudüs Haftası'nda işgalcileri ateşkese zorlayan direniş konuşulmalı'
"Dünya Kudüs Haftası" münasebetiyle bir değerlendirmede bulunan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın, bu hafta içerisinde işgalcileri ve destekçilerini ateşkese zorlayan Gazze direnişi ile bu sürece destek veren boykot meselesinin konuşulması gerektiğini söyledi.
Dünya Müslüman Alimler Birliği tarafından Kudüs'ü ve halkını desteklemek amacıyla ilan edilen "Dünya Kudüs Haftası" bu yıl 23-30 Ocak tarihlerinde idrak edilecek.
Her sene Recep ayının son haftasında çeşitli etkinliklerle idrak edilen "Dünya Kudüs Haftası" ile Mescid-i Aksa ve Filistin için farkındalık oluşturulup halkın bilinçlendirilmesi hedefleniyor.
"Bir avuç dedikleri Müslümanlar siyonistleri ve sırtlarını dayadıkları ABD, Avrupa ve Batı'yı ateşkese zorladı"
İsra ve Miraç hadisesinin yanı sıra Selahaddin-i Eyyubi'nin Kudüs'ü fethetmesinin yıl dönümü olan "Dünya Kudüs Haftası" münasebetiyle İLKHA muhabirine konuşan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Suat Yaşasın, "Kudüs ile direkt alakalı olan en önemli mesele olarak Peygamber Efendimizin Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya bir gece yolculuğu bir de aynı şekilde Allah'ın katına yükselmiş olduğu Miraç hadisesinin Recep ayının 27'nci geceye denk gelmesidir. Birkaç gün sonra edeceğimiz gecenin içinde bulunduğu hafta bu şekilde her sene kutsal olarak nitelendirilmiş ve Müslümanların bilincinin artmasına yönelik ciddi bir etkisi olması istenmiş. Bu sene tabii tam da 16 aydır devam eden vahşeti konuşmakla beraber, esasen Aksa Tufanı'nın bu kadar süre sonrasında ciddi bir şekilde etkisini göstermesi, siyonistlerin ateşkese zorlanması, başta sırtlarının dayadıkları Amerika'sı Batı'sı, Avrupa'sı hepsi bir avuç dedikleri Müslümanlarla ateşkes yapmaya mecbur kalmaları hususunu konuşmak gerekir." dedi.
Peygamber Efendimizin zor bir süreçten geçtiği hüzün yılında Allah tarafından bir hediye olarak İsra ve Miraç hadisesiyle sevindirilmesi hususunun Peygamber Efendimize ferahlık verdiği gibi O'nun en ciddi takipçileri olan Gazze'deki mücahitlerin de 15 ay sonra tam da İsra ve Miraç'ın yıl dönümünde zafer elde etmelerinin bir o kadar önemli olduğunu vurgulayan Yaşasın, Müslümanların da bu meseleyi idrak edip anlamaya çalışmaları, Allah'a karşı şükretmeleri gerektiğini söyledi.
"Savaşta ateşkes olsa da boykot devam etmeli"
Yaşasın, "Şükrün eda edilmesinin bir şekli sevinç ve dua etme, cihadın kalıcı olarak devam etmesi için sorumlulukları eda etmeyse bir diğeri de insanın bireysel olarak kendisini düzeltmesidir. O Müslümanlar nasıl dünyadan, geleceklerinden, ailelerinden, kendilerinden, parçalarından, vatanlarından, her şeylerinden Allah için vazgeçebiliyorlarsa aynı şekilde bizim ruhen, manen, bedenen hazır olduğumuzu göstermemiz, ailemizi bu şekilde yetiştirmemiz, toplumsal değişikliği yapmakla alakalı bir çalışmamızın olması gerekir. Mescid-i Aksa'yı müdafaa edenlerle ilgili boyutta ise mali desteğin, infakın, Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle mal ile cihadın asla durmaması gerekiyor. Savaştaki cihat geçici olarak durabilir ama mal ile yapılan cihat asla durmaz. Tam tersine çok yoğun bir şekilde devam etmeli. Şimdiye kadar sadece silah, barınma ve insani ihtiyaçlarını giderilmeye çalışılması ile ilgili yapılan çalışmalar bugünden sonra Gazze'nin imarı ve diğer ihtiyaçlarla ilgili daha fazla destek verilmeli. Bu mübarek zamanlarda çok daha makbul olacağını düşünerek buna göre hareket etmek zorundayız." diye konuştu.
"Boykot bilinci asla durmamalı"
Düşman belini kıran şeylerden birisinin de boykot olduğunu hatırlatarak boykotun devam etmesi gerektiğini vurgulayan Yaşasın, "Düşman ateşkese zorlanmışsa bunun önemli sebeplerinden bir tanesi boykottur. Boykottan ötürü zarar görenler ciddi bir şekilde Amerika ve israile baskı uyguluyor. O zaman 'savaşta ateşkes olabilir ama boykotta ateşkes olmaz' düsturuyla boykota daha ciddi bir şekilde önem vermek gerekir. Bu bilinç asla durmamalı. Bireysel olarak bize düşen boykottur. Firmalara ve halkı Müslüman olan yöneticilere, şirketlere de düşen görev kuşkusuz alternatifler üretmeleridir. Ancak onlar görevlerini yapsın veya yapmasın kesinlikle Müslümanların boykota ciddi önem vermeleri gerekir." şeklinde konuştu.
"Teknolojik güçleri, askeri donanımları Müslümanların imanı karşısında hiçbir mana ifade etmez"
Bu süreçte önemli meselelerden birisinin de Müslümanların birlik olmaları konusu olduğunu hatırlatan Yaşasın, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Mühim bir husus da tabi ki Müslümanların birliğidir. Bu süreç bize çok ciddi bir şekilde 'Müslümanlar bir olurlarsa bütün zafiyetleri, acziyetleri, yaşadıkları sıkıntıları, imkanların kısıtlığına rağmen el ele vererek tüm dünya güçlerini dize getirebileceği' hususunu gösterdi. Onların en büyük teknolojiye sahip olmaları, çok büyük askeri donanımlara, istihbari güçlerinin olması, Müslüman acziyetine rağmen Allah'ın izniyle imanları karşısında hiçbir mana ifade etmez. Bu anlamda 'Dünya Kudüs Haftası'nın ateşkese denk gelmesi de bizim için bir fırsattır. Dilerim ki Gazze'deki mücahitlerin ve onları barındıran, onları bu hale getiren halkın yaptığının aynısını biz de yapabilecek bir imana, olgunluğa, bilince ve bunu pratiğe dökecek bir ameli salihe inşallah ermiş oluruz. Bu vesileyle tüm Müslümanların Recep ayını, İsra ve Miraç'larını tebrik ediyorum."