Dr. Rezka: İşgalci İsrail rejimi, başka ülkelere casusluk yapmadan yaşayamaz

Türkiye’nin son Mossad Operasyonu ile işgalci rejime karşı güçlü kartlara sahip olduğu bir gerçektir. O nedenle işgal hükümetinden bazı yetkililer durumu kurtarmak ve uygun bir pazarlık yapmak için apar topar Ankara’ya gitti. Türkiye topraklarında casusluk yapan Mossad ile ilgili bilgiler edinmiş olabileceği gibi, komşu ülkelerdeki faaliyetleriyle ilgili de bilgiler edinmiş olabilir. 

Dr. Rezka: İşgalci İsrail rejimi, başka ülkelere casusluk yapmadan yaşayamaz

Türkiye’deki basın yayın organları, ülkede faaliyet gösteren İşgalci İsrail’in (gizli örgütü) Mossad’a bağlı casusluk şebekesinin çökertildiğini duyurup operasyonla ilgili önemli bilgileri paylaştılar. Yıllardır ülkede faaliyet gösteren şebeke beş hücreye ayrılmış. Bunlar Almanya’da bulunan bir liderlikle irtibatlı. Şebeke Türkiye askeri sanayisinin yanında Türkiye’de yaşayan ve özellikle Başakşehir’de ikamet eden Filistinlileri hedef almış. 

Casusluk olayında dikkat çeken (ve dolayısıyla Türkiye’yi rahatsız eden) husus şu: Türkiye ile işgal rejimi arasında var olan anlaşma bu tür casusluk faaliyetini taraflara yasaklıyor. Birinin diğer ülkenin topraklarında yapacağı casusluğu taraflar anlaşmaya aykırı kabul ediyor ve suç addediyor. İlişkilerin zaten gergin olduğu şu dönemde şebekenin ortaya çıkarılması işgalciyi zor duruma soktuğu gibi, Türkiye’nin de sinirlenmesine neden oldu. İşgalci İsrail, Türkiye’yi Filistinli gruplara yardım etmekle suçlarken, Erdoğan Gazze’ye yönelik saldırıları nedeniyle İsrail’i terör örgütü olarak niteliyor.

Türkiye’nin İşgalci İsrail adına casusluk yapan bir şebekeyi çökertmesi, Türkiye’nin İşgalci İsrail’in Mossad istihbarat örgütüne güçlü bir tokat attığı anlamına gelmektedir. Türkiye topraklarında casusluk yapan Mossad ile ilgili bilgiler edinmiş olabileceği gibi, komşu ülkelerdeki faaliyetleriyle ilgili de bilgiler edinmiş olabilir. 

Türkiye’nin işgalci rejime karşı güçlü kartlara sahip olduğu bir gerçektir. O nedenle işgal hükümetinden bazı yetkililer durumu kurtarmak ve uygun bir pazarlık yapmak için apar topar Ankara’ya gitti.

Olup biten her Filistinli için, her bir Arap ve Türkiyeli için önemli olmasına rağmen Türkiye topraklarında olup bitenler beni fazla ilgilendirmiyor. Beni asıl ilgilendiren husus şudur. Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas gibi ülkeler de kendi topraklarında kendi vatandaşlarına, devletlerine, Filistinlilere ve başka çevrelere karşı İsrail istihbaratının yaptığı faaliyetleri deşifre edip ilgili şebekeleri çökerttiklerini duyuracakları gün acaba çok mu uzak?

Doğrusu bunun uzak bir ihtimal olduğunu görmüyorum. Yarın, görebilen için yakındır. Bu ülkelerin vatandaşları arasında casusluk yapan ve vatandaşlarını kendi devletlerine karşı eğiten Siyonist casusluk şebekesini çökerttiklerini duyacağız. Nitekim daha önce Mısır’da Hüsni Mübarek döneminde bu tür şebekeler çökertildiği gibi, Ürdün'de de benzer deşifreler ve çökertmeler meydana gelmişti. Amerika ve İngiltere bile benzer hücreler çökerttiklerini zaman zaman ifade ediyorlar. Dubai’de Hamas komutanı Mahmud El-Mebhuh’a suikast yapıp ülkeyi terk eden Mossad ajanlarını unutmayalım. Bugün kişilere karşı casusluk yapan ve suikastler düzenleyen bu şebeke yarın hedefine ilgili ülkeleri koyabilir.

İşgalci İsrail rejimi, başka ülkelere casusluk yapmadan yaşayamaz. Casusluk alanında devasa imkânlara sahip olduğunu görüyor. Bu rejim casusluk faaliyetlerinde temelde casusluk yaptığı ülkenin insanını para ve kadın karşılığında kullanıyor. Bu rejim, ırkçı ve saldırgan tutumuyla Ortadoğu’ya hatta dünyaya hâkim olma arzusundan vazgeçmedikçe bu işten de vazgeçmeyecektir. Çünkü Siyonist efsane onları böyle bir düşünceye tahrik etmekte, kendileri dışındaki halkları da işgal ettikleri yerlerde kendilerine hizmetçi olarak görmektedir.