Ankaralılar, ABD elçiliği önünde Gazze için 'Artık Yeter!' diye haykırdı
ANFİDAP, Ebu Ubeyde’nin İslam dünyasına yönelik sert mesajlarının ardından “Gazze Ölüyor, Artık Yeter!” sloganıyla ABD Büyükelçiliği önüne yürüyüş düzenledi. HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu ve çok sayıda sivil toplum temsilcisi eyleme katıldı.

Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP), siyonist işgalcilerin Gazze'deki soykırımına ve İslam dünyasının sessizliğine karşı güçlü bir ses yükseltmek amacıyla “Gazze Ölüyor, Artık Yeter!” sloganıyla yürüyüş ve basın açıklaması düzenledi. Eylemin çıkış noktası, Kassam Sözcüsü Ebu Ubeyde’nin "Her yetim çocuğun, acılı annenin, evsiz ve aç bırakılmış insanın sorumluluğu sizin boynunuzdadır" ifadeleri oldu.
Tuğba Altınok Camii'nden başlayan yürüyüş, işgalci ABD Büyükelçiliği önünde son buldu. Eyleme HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, parti yetkilileri, STK temsilcileri ve çok sayıda Kudüs ağışı Ankaralı katıldı. Yürüyüş sonunda yapılan basın açıklamasında, Gazze’de süren insani felakete dikkat çekildi; İslam ülkeleri yöneticilerine, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve tüm insanlığa çağrıda bulunuldu.
Yürüyüş boyunca Gazze'deki açlığa dikkat çekmek için temsili olarak boş ve kanlı yemek tabakları taşındı.
Basın açıklaması öncesi HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, bir konuşma yaptı. Konuşmanın ardından ANFİDAP Dönem Sözcüsü Av. Mustafa Eminoğlu tarafından basın açıklaması okundu.
"Vazgeçmeyeceğiz! Dirayetli olacağız, kararlı olacağız, mücadeleden geri adım atmayacağız"
Konuşmasında Yunus Emiroğlu, "Yaklaşık 2 yıldır konuşuyoruz. Dualar ediyoruz. Taleplerde bulunuyoruz, sesimizi yükseltiyoruz ama Gazze'de bebeklerin ölümüne engel olamıyoruz. Aylardır bir yudum suya, bir lokma ekmeğe muhtaç. Açlıktan bebekler ölüyor, kadınlar ölüyor, yaşlılar ölüyor. Ekmek bulamadıkları için, su bulamadıkları için… Koca koca adamlar, gün ortasında baygınlık geçiriyor. Gazze havadan, karadan ve denizden kuşatma altında can veriyorlar. Niçin? Can veriyorlar… Açlığa yokluğa bütün bu yalnızlığa rağmen ayakta duruyorlar. Niçin? Elbette bunu kendimize soruyoruz ve bunun idrakinde olduğumuz için buradayız. Ama ben bir kez daha Gazzeli kardeşlerimizin verdiği mücadeleyi, fehmetmeyenler için bir kez daha hatırlatmada bulunmak istiyorum. Gazze’de bir avuç müminin verdiği mücadele sadece bir toprak mücadelesi değil, sadece Filistin’i özgürleştirme mücadelesinden ibaret değil. Bu mücadele; müminler adına, Âlem-i İslam adına, ümmet adına ve vicdanı sönmemiş insanlık adına verilen bir mücadeledir. Onun için bu, öyle sıradan bir mücadele değil. Mücadelenin bu mahiyeti, bizim yükümüzü, sorumluluğumuzu da artırıyor. Aylardır bas bas bunu haykırıyoruz. Allah rızası için bir şey yapılsın! Çok şey söyledik ama engel olunamadık. Demek ki attığımız adımlar, konuştuğumuz sözler bunu durdurmaya yetmedi. Vaz mı geçelim? Vazgeçmeyeceğiz! Dirayetli olacağız, kararlı olacağız, mücadeleden geri adım atmayacağız." dedi.
"İnsani koridor açmak mecburiyetindeyiz! Başka yolu yok!"
Gazze'ye insani koridorun açılması gerektiğini vurgulayan Emiroğlu, "Yapılacak çok şey var ama ben bugün bir tek şey söylüyorum: Bir tek şey! Ey Müslümanlar ey İslam ümmetinin yöneticileri, Ey âlem-i İslam'ın hareket önderleri, âlimleri, STK'ları, kim varsa ve ey vicdanı sönmemiş insanlık: Bir insani koridor açmak mecburiyetindeyiz! Başka yolu yok! Bakın, Ebu Ubeyde daha geçen gün seslendi, çok ağır şeyler söyledi. Ya bu vebalin altında kalacağız ya da bu korku putlarını yıkacağız. Bu vurdumduymazlık perdesini yırtacağız, bu vefasızlığı bir tarafa bırakacağız. Ya da dünyada da, ahirette de bu mazlumların vebalinden kurtulamayacağız. Gün, korku putları kırmanın günüdür. Gün, cesaret ve şecaat zırhını kuşanma günüdür." ifadelerine yer verdi.
"Gazzeli bütün bebeklerin kıyımdan geçirilmesini mi bekliyoruz?"
Konuşmasının devamında Emiroğlu, şunları aktardı: "HAMAS Milletvekili Abdullatif el-Eşkar, Cumhurbaşkanımıza hitaben bir mektup yazdı, okumuşsunuzdur. 'Çocuklar ölüyor. Kadınlar ölüyor. Halkım aç ve susuz, lütfen bir şey yapın.' diye… Ebu Ubeyde, Âlem-i İslam’ın sessizliğini öyle bir nitelendirdi ki hepimizi hasım olarak gösterdi. Daha ne olsun? Allah rızası için ne olsun daha. Allah rızası için! Sesinizin ulaştığı her yere şunu söylüyoruz: Bakın bu bir imani vecibedir. Bu bir insani sorumluluktur. Bizler siviller olarak, vatandaşlar olarak, halklar olarak elimizde yetki olanları sıkıştırmak mecburiyetindeyiz. Birinci adım: Bu insani koridoru bir an önce açmak. Elimizdeki bütün imkânları, herkesin yetkisine göre, gücüne göre mutlaka bir şey yapması lazım. Ne zamana kadar seyredeceğiz? Gazzeli bütün bebeklerin kıyımdan geçirilmesini mi bekliyoruz? İnsanların topyekûn açlıktan düşüp ölmesini mi bekliyoruz? Sonra biz nasıl izzetten, şereften ve onurdan bahsedeceğiz? Hani biz Âlem-i İslam’ı hamisiydik. O hâlde artık geçmeyelim. Zaman kalmadı!"
"Gücümüzün yettiği kadar mücadele etmeye devam etmeliyiz"
Son olarak Emiroğlu, "Yaklaşık 2 yıldır bir avuç mümin, Gazze’de Âlem-i İslam’ın ve insanlığın onuru için can veriyor. Biz onlara bir yudum su, bir lokma ekmek, bir ilaç, bir insani yardım gönderemiyoruz. Allah rızası için! Bakın, emin olun birçoğunuz benim gibi düşünüyorsunuzdur. Korkmaya başlayın! Korkun! Korkun! Büyük bir musibete hazırlanın! Bu sessizlik hepimizi perişan edecek. Allah’ın gazabından sakının! Allah’ın göndereceği umumi beladan korkun! Bunu hepimize söylüyorum: 7’den 70’e, vatandaştan en üst kademeye kadar! Fazla söze hacet yok. Biz, dilimizin döndüğü kadar, elimizin uzanabileceği kadar bu kardeşlerimizin sesi olmak mecburiyetindeyiz. Bu bir zorunluluk. Bu bir mecburiyet. Başka çare yok! Eğer bu kardeşlerimizi o girdaptan kurtaramazsak yarın çok daha büyük şeylerle karşılaşacağız. O zaman onu durduracak gücümüz de kalmayacak. Allah’ım! O şuuru içimize tam manasıyla yerleştir! Bu vurdumduymazlık gömleğini üzerimizden çıkarmayı, izzet gömleğini giymeyi hepimize nasip et! Kardeşlerimizden bir kez daha selam ve hürmetlerimi iletiyorum. Onların direnişlerinin yanındayız. Elimizin, gücümüzün yettiği kadar da mücadele etmeye devam etmeliyiz. Asla pes etmemeliyiz. Geri adım atmamalıyız. Mücadeleye devam etmeliyiz." şeklinde belirtti.
Konuşmanın ardından ANFİDAP Dönem Sözcüsü Av. Mahmut Eminoğlu tarafından basın açıklaması okundu.
ANFİDAP tarafından hazırlanan ve çok önemli mesajlar verilen basın açıklaması metninde şu ifadelere yer verildi:
"Gazze ölüyor, artık yeter!
"Siyonist Nazi soykırımı 21 aydır devam ediyor. Tam 21 aydır dünyanın en azılı katillerine karşı Gazzeliler tek başlarına direniyorlar. İki gün önce Ebu Ubeyde’nin konuşması hepimizin kalbini parçaladı. 'Ey İslâm dünyasının liderleri, partileri ve âlimleri! Siz bizim kıyamet günü hasımlarımızsınız. Sizlerden, her yetim, her dul, her yerinden edilmiş, her yaralı, her aç ve mazlum davacı olacak. On binlerce masumun dökülen kanı omuzlarınıza ağır bir vebal yüklemiştir; çünkü onların imdadına yetişmediniz.' dedi.
Evet bu suçlar canlı yayında hepimizin gözü önünde işlendi. İlk günlerde etkilendik gün geçtikçe daha az tepki verdik. İlk hastane bombaladığında israile çok kızdık ama sonra tüm hastaneleri vurdu. Vurulmamış tek bir hastane bırakmadı.
21 Ay önce Ebu Ubeyde yine seslenmiş ve demişti ki; 'Savaşı ekrandan izleyenler, İslâm dünyasına savaşın kalbinden sesleniyoruz! Ordularınızı ve tanklarınızı -Allah korusun- harekete geçirmenizi beklemiyoruz! Kutsal mescitlerimiz için de gelmenizi beklemiyoruz! Peygamber Efendimize (S.A.V.) lânet edildiği için de öfkelenmeyin! O’nun kalbinde Mirac’a e Semâ’ya giden bu yol için de gelmeyin! Bunları savunmanızı istemiyoruz! Hepsini biz üstlendik! Dinimizin ve toprağımızın onuru için savaşıyoruz. Sadece şunu soruyoruz: Sınır kapısında bekleyen yardımları hareket ettiremeyecek kadar mı acizsiniz?!'
Evet tüm bu süreçte gördük ki aciziz. Gazze’de katledilen yüzbinlerce kardeşimize ulaşamadık aciziz. Siyonistler tarafından tüm dünya esir alınmış aciziz. Görünmez onlarca zincir ile zincirlenmiş esirleriz. Bu zincirleri tek tek kırmak mecburiyetindeyiz.
Yine Ebu Ubeyde’nin iki gün önceki sözleriyle şunu da vurguluyoruz. 'Gazze cihadı en temel bir hak, kutsal bir dinî vazife ve millî bir görevdir. Mücahitlerimiz ve direnişçi kardeşlerimiz, işgal güçlerine karşı uzun sürecek bir yıpratma savaşını sürdürmeye tamamen hazırdır. Halkımızla dayanışma kurmak, kuşatmayı kırmak ve zulmü sona erdirmek için çabalayan tüm özgür insanlara selam olsun! Dünyanın dört bir yanındaki özgür insanların girişimleri ve dayanışma adımları halkımız için gurur ve onur vesilesidir. Bu girişimlerin artırılmasını, sürdürülmesini ve bu düşmanın her alanda ve her zeminde ifşa edilmesini istiyoruz. Bilin ki bu gecenin bir sonu vardır mutlaka. Zafer sabırla gelir, ferahlık zorlukla birlikte gelir. Her sıkıntının ardından mutlaka bir kolaylık vardır.'
"Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır"
Bizlerin bu alanda bulunanların sorumluluğu; her alanda sivil baskı oluşturmak ve Gazze’nin sesi olmaktır. Bizim tüm çabamız Allah katında mazeret ortaya koymaya yöneliktir. Yoksa biliyoruz ki bu aşağılık soykırım kınamalarla, protestolarla durmaz ve durmayacak. Soykırım yalnızca etkin, samimi, kararlı ve caydırıcı bir güçle duracaktır. Bu eylemlerimiz ise caydırıcı ve güçlü kararlar almaya giden yol içindir. Gazze için kararlılığımız gayretlerimiz Gazze’ye yönelik politikaları etkileyecektir. Gazze için tüm eylemlere aşkla iştirak edin. Sakın vazgeçmeyin. Gazze’deki açlıktan ölen çocukların sesi olmak zorundayız.
Gazzeliler yalnızca ekmek, su ve ilaç istiyorlar. Bu kadar aciz olmayalım. Artık Yeter. Sayın Cumhurbaşkanım artık yeter Gazze’de onlarca çocuk açlıktan öldü. Bizler aciz değiliz. Bizlerin tarihi ve dini bir sorumluluğumuz var. Gazze’ye hava yoluyla yardım girişini sağlayabiliriz. Bizler konjonktür halkı değiliz şerefli bir milletiz. Gazze, Anadolu’yu savunuyor dediniz. Şimdi Gazze ölüyor. Açlıktan ölüyor. Açın deniz yolunu gidelim. Gemiler Gazze’ye gitsin artık yeter, neyi bekliyorsunuz tüm çocukların ölmesini mi? Bizler bu zilleti kabul etmiyoruz. Soykırıma karışan Türkiye israil Çifte vatandaşı yüzlerce kimse var bunları yargılayalım cezalandıralım ki israil geri adım atsın.
israile giden uçaklara hava sahamızı kapatın. Avrupadan israile giden teröristler ülkemiz hava sahasını kullanmasınlar. Güçlü caydırıcı adımlar atalım. Hiçbir şekilde İsrail varışlı bir Geminin Türkiye limanlarına uğramasına izin vermeyin. BTC Hattı üzerinden Azerbaycan Petrolünün israile gidişine izin vermeyin. Bizler şerefli bir halkız Gazze’ye yardım girişine israil-ABD izin vermiyorsa, ülkemizde bulunan Amerikan üslerine Kürecik ve İncirliğe de suyu kesin elektiriği vermeyin bari bu kadar onurlu olalım. Bu soykırımın sorumlusu ABD’dir. Zira 1014 sefer israile askeri sevkiyat yapan bu katillerdir. Her 15 saatte bir israile mühimmat sevkiyatı olurken Gazze’deki çocuklar ya bombalar altında ya da açlıktan ölüyor. Buradaki kalabalığın belki on katı Gazze’de çocuk öldü. Yazıklar olsun. Sözler bitti icraat bekliyoruz. Kararlı adımlar bekliyoruz. Pandemi döneminde dünyanın dört bir yanına yardım ulaştıran Ülkemiz nasıl olurda Akdeniz’den komşumuz olan bize bizden yakın olan Gazze’ye ekmek ilaç ulaştıramaz?
israil, milli güvenlik sorunudur. Bugün Suriye'deki azınlıkları bahane ederek Suriye'yi bombalayan israil yarın Türkiye için de harekete geçecektir. Yarın Türkiye’yi de vuracaktır. israili şimdi durdurun. Siyonizmi Milli Güvenlik Belgesinin en üstüne koyun zira PKK’da FETÖ’de DAEŞ’de israildir siyonizmdir. Mutlak kötülük siyonizmle bugün doğrudan baş etmezsek yarın çok geç olabilir.
Boykotu büyütelim. israili besleyen damarları kesmek zorundayız. Boykot yalnızca almak satmak değil bir karakter ve şahsiyet meselesidir. Kar amacı gütmeyen Tarım Kredi Marketlerinin hala ısrarla siyonist destekçisi ürünleri satmasına engel olun. Zarar üstüne zarar açıklayan Tarım Kredi Marketi yöneticileri hem dünyada hem ahirette zarar etmektedir. Dijital boykot en önemli ve öncelikli boykottur. META şirketleri hem verilerimizi siyonizme veriyor hem de Gazze’nin sesini bastırıyor. Aşamalı bir şekilde kendi iletişim kanallarımızı kendi sosyal medya uygulamalarımızı geçmek ve desteklemek mecburiyetindeyiz.
Kültürel, Sanatsal ve Akademik boykotu büyütelim. israil terör ordusunda askerlik yapmış sanatçı müsveddesi için bizlere hakaretler eden Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Naci Bostancı gibi Şalom yazarlarının da boykot edilmesi gerekmektedir.
Sorumluluk altındayız evet. Onlarca farklı mesele de elimizden gelenleri yapmak zorundayız. Herkes gücü ve etkisi oranında Gazze’den sorumludur. Elimizden geleni yapalım Gazze’yi yalnız bırakmayın. Farz et körsün, olabilir - Elele Tut - Taş al ve at - Kafiri bulur."
Yapılan konuşma ve okunan basın açıklaması sonrası İHH Ankara Şube Başkanı Hacı Bayram Şahin’in duasıyla program, sona erdi.