Akrebin kimseye bir kini yoktur / Mücahid Haksever

Müfsidlerin hayatında islah adına yaptıkları hiçbir şey yoktur. Hani meşhur bir söz vardır. "Akrebin kimseye kini yoktur. Ancak, onun sokması fıtratının gereğidir." Fitne yapmak, ifsad etmek bu insanların fıtratlarının bir gereğidir. Bir şeyin siyah olduğunu anlatmak için beyaza ihtiyaç vardır. Peki ya beyaz yoksa, siyahı bu insana nasıl anlatacaksınız.

Akrebin kimseye bir kini yoktur / Mücahid Haksever

Allah’ı bize tanıtan ayetlerden biri de kainattır. Kainat tıpkı bir kitap gibi her satırında, her kelimesinde bize halıkını tanıttırıyor. Kainatın yaratılışında bir düzensizlik bir başıboşluk göremezsin. Cenabı Allah, Kuran’ı Kerim’de, Kur'an surelerinin bir benzerini getirmeleri için müşriklere ve kıyamete kadar tüm insanlığa meydan okuyor. Bugüne kadar bu meydan okumaya kimse bir cevap vermedi فَاِنْ لَمْ تَفْعَلُوا, ve  asla veremeyecekler (1) وَلَنْ تَفْعَلُوا . Nasıl ki inançsız insanlar, Allah’ın kelamı olan Kur’an’ın bir suresi gibi bir sure yazamadılar. Allah’ın mücessem bir kelamı hükmünde olan kainattaki, nebatat, eşcar, ezhar ve esmar gibi sureleri, ayetleri de yapamazlar.اِنَّ الَّذ۪ينَ تَدْعُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ لَنْ يَخْلُقُوا ذُبَاباً وَلَوِ اجْتَمَعُوا لَهُۜ  “Sizin Allah'tan başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile.” (2) Her zerresinde  Sani-i Hakim olan, Fatır-ı Kerim olan Allah’ın bir sikkesi var.

Allah’ın kainattaki ayetleri nasıl O’nun varlığına, uluhiyetine, rububiyetine delil ise, bunlardaki insanları hayretler içerisinde bırakan düzen ve intizam da buna delildir. Kainatta göz önünde bulunan, akılsız cemadatın, kendi takatalrının üstünde işleri yapmları ve akıllı bir varlık gibi bir düzen ve intizam içerisinde hareket etmeleri, bunların bir zatın gücü ve kudretiyle hareket ettiklerini bize gösteriyor. Bunlardan bir tanesi içerisinde yaşadığımız dünyadır. Dünya hem kendi etrafında, hem de güneşin etrafında dönmektedir. Dünya güneşin etrafındaki elips şeklindeki yörüngesindeki bir turunu 365 günde tamamlar. Dünya güneşin etrafında dönerken, aynı zamanda kendi etrafında da döner. Kendi etrafındaki dönme hızı 1670 km’dir. Güneşin etrafındaki hızı ise bunun yaklaşık 60 katıdır, saatte tam 108.000 km’dir. Bu devasa büyüklükteki bu aracı, bu hızla, uzay boşluğunda kim kazasız belasız tutuyor. Ve dünyanın bu hareketinde bir düzensizlik görülmez. En kaliteli saatlerde dahi şaşma payı varken, bu saatin zamanını şaşırdığı görülmemiştir. Tüm takvimler yıllardır hazırlanır. Bugüne kadar hiç kimse belki bu sene dünyanın hareketlerinde bir hata olabilir diye endişe etmemiştir.

Allah, yeri ve gökleri eşsiz bir nizam, ölçü ve uyum içinde yaratmıştır. Allah’ın yerinde ve göğünde bir düzensizlik, bir noksanlık göremez hiç kimse:
مَا تَرٰى ف۪ي خَلْقِ الرَّحْمٰنِ مِنْ تَفَاوُتٍۜ فَارْجِعِ الْبَصَرَۙ هَلْ تَرٰى مِنْ فُطُورٍ “Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?” (3) Yeryüzündeki bu düzeni, bu huzur ve ahengi bozan insandır. Yeryüzünün kurulu düzenini bozma işine Kur’an “İfsad” diyor. “Fesad”, bir şeyi denge dairesinden az veya çok çıkarmak demektir. Yiyecekler için kullanıldığında, o yiyeceğin bozulduğu koktuğu anlaşılır. Aynı şekilde insanın bedeninde meydana gelen maddi ve manevi bozulmaya da “İfsad” denir.

Fesat kelimesi, Kur'an'da ise genellikle 'yeryüzünde fitne uyandırıp, insanların durumunu ve yaşama yollarını doğruluktan saptırıp, dünyevî ve uhrevî çıkarları zedelemek anlamında kullanılmıştır. Müfsid; fesad işini yapan anlamında ism-i fâil bir kelimedir. Bozan, bozgunculuk yapan demektir. Fesadın zıddı ise salahtır. İfsadın zıddı ıslah; müfsidin zıddı muslih ve fâsidin zıddı da sâlihdir. Fesadın esasını varlık ve oluştaki dengeyi bozmak, bozgun ve yozlaşmaya sebep olmak oluşturur. Bu da, bazan insanın iç dünyasında, bazan bedenimizde, bazan da dışımızdaki dünyada meydana gelir.

Kur’an, yeryüzünde meydana gelen fesadın nedeninin insan olduğunu bize haber verir. ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ "İnsanların elleriyle kazandıklarından dolayı karada ve denizde (çölde, kırda ve şehirde) fesat ortaya çıktı." (4) Yeryüzünde nefislerini, hevalarını ilah edinen insanlar, arzu ve amaçlarına ulaşmak için yeryüzünde “ifsad” ederler. Arzu ve amaçlarının önündeki tüm engelleri kaldırmaya çalışırlar. Bunu gerçekleştirmek için de ekinleri ve nesilleri helak ederler:
وَاِذَا تَوَلّٰى سَعٰى فِي الْاَرْضِ لِيُفْسِدَ ف۪يهَا وَيُهْلِكَ الْحَرْثَ وَالنَّسْلَۜ وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْفَسَادَ ﴿٢٠٥﴾
“O, (senin yanından) ayrılınca  yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekin ve nesli yok etmeye çalışır. Allah ise bozgunculuğu sevmez.” (5) Yeryüzünü ifsad eden bu müfsidler, bu ifsadı yaparken de kendilerini islah edici olarak tanıtırlar. Şu an yeryüzünün bir çok coğrafyasında özellikle de İslam coğrafyasında yaptıkları ifsad hareketlerini barış ve demokrasi adı altında yapanların da, yaptıkları tam da budur. Dünyanın en pahalı kentlerindeki, çok yıldızlı lüks otellerde, barış görüşmeleri adı altında yaptıkları tam da budur. Oysa ki Cenabı Allah, biz bozguncular değiliz, ıslahatçılarız diyen insanlar için şöyle buyuruyor: “Bunlara, "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde, "Biz ancak ıslah edicileriz!" derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.” (6) Ayette geçen وَلٰكِنْ لَا يَشْعُرُونَ  “Fakat farkında değillerdir” kelimesi bu müfsidlerin yaptıkları işin farkında olmadıklarını gösteriyor. Çünkü bunların hayatında islah adına yaptıkları hiçbir şey yoktur. Hani meşhur bir söz vardır. "Akrebin kimseye kin'i yoktur. Ancak, onun sokması fıtratının gereğidir." Fitne yapmak, ifsad etmek bu insanların fıtratlarının bir gereğidir. Bir şeyin siyah olduğunu anlatmak için beyaza ihtiyaç vardır. Peki ya beyaz yoksa, siyahı bu insana nasıl anlatacaksınız.

İşte bugün fesadın kaynağı; hayatlarında islah adına hiçbir şey olmayan bu insanlar, bu devletlerdir. Bu, hevâ ve heveslerini ilah edinen, yeryüzünde kendi keyiflerine göre bir sistem kurmayı arzu edenlerdir. Dünyevî hırslarını, iştah ve şehvetlerini tatmin için her yola baş vuranlardır. Hedeflerine varabilmek için hiçbir kural tanımayan, diğer insanların haklarına ve hürriyetlerine tecavüz edenlerdir. Bugün yeryüzünde var olan tüm fitne ve  fesadın kaynağı işte bunlardır. İşin en garip tarafı nedir biliyor muşunuz? Bugün yeryüzünde bu müfsit güruhun müfsit dedikleri muslih, muslih dediklerinin de herkes tarafından müfsit kabul edilmeleridir. Filistinde seçilmiş hükümet onlara göre müfsit, yine seçilmiş cumhurbaşkanını askeri darbeyle indirip onu şehid eden alçak, cani, zalim muslihtir.

Yeryüzünün dengesini işte bu ifsat şebekeleri bozuyor. Bu mufsidlere karşı, muslihlerin bir araya gelmeleri ve islah konusunda birbirleriyle yardımlaşmaları gerekmektedir. Çünkü  bu müfsitlerin yeryüzünde istek ve amaçlarına ulaşmalarını engelleyecek tek yol, muslihlerin güçlü birliği ve dayanışmasıdır. Bu olmadan da, yeryüzünde fesadın sona ermesi ve insanın yaratılış vazifesini,Allah’ın halifesi olma görevini ifa etmesi gerçekleşemez: وَلَوْلَا دَفْعُ اللّٰهِ النَّاسَ بَعْضَهُمْ بِبَعْضٍ لَفَسَدَتِ الْاَرْضُ وَلٰكِنَّ اللّٰهَ ذُوفَضْلٍ عَلَى الْعَالَم۪ينَ
 "Eğer Allah'ın, insanları bir kısmıyla bir kısmını def edip savması olmasaydı, yeryüzü fesada uğrardı; ama Allah âlemlere karşı lütuf sahibidir."  (7)

Rabbim yeryüzünde fesadın bittiği, hükmün yalnızca Allah’ın olduğu o günleri görmeyi bizlere tez zamanda nasip etsin. Muslihlerin müfsitlere karşı zaferini görmeyi bizlere nasip etsin. Ve bununla da gönüllerimizi rahatlatsın, ondaki kini ve öfkeyi dindirsin, gidersin inşallah. Bir dahaki yazımızda buluşuncaya kadar Allah’a emanet olun. Dualarınızı bekliyorum.

1-Bakara 24
2-Hac 73
3-Mülk 3
4-Rum 41
5-Bakara 205
6-Bakara 11-12
7-Bakara 251

Mücahid Haksever / Habernas