"Ah, bu cevapsız kalan çağrılar!" / İbrahim Kızar
Gündem Gazze, ama Arap ve Müslüman ülkelerden hala bir ses yok. Hamas, Arap ülkelerine ve İslam başkentlerine çaresiz çağrılarda bulunuyor, ama duymazdan geliyorlar. Gazze halkı, sadece en asgari yardımı istiyor: Sınırların açılması, İsrail ile her türlü ilişkilerin sonlandırılması, ve Siyonist çeteyle yapılan işbirliklerinin kesilmesi. Fakat Siyonist çetenin bayrağı, hala bazı başkentlerde dalgalanıyor.

Gündem malum, herkes biliyor ve görüyor. Kahr eden tabloları görmemek için başını kuma gömenler, ciğerleri pare pare eden çığlıkları duymaktan kendilerini alamıyor. Başka işler ile meşgul olup dehşet verici manzaralar yokmuş gibi davrananlar, kendilerini bile kandırmayı beceremiyor.
Evet, kim kendini ne ile ve nasıl oyalıyor, bilemiyorum ama gündem Gazze ve bunun vebali, hiç kimseyi temize çıkarıp kurtaramayacak. Özellikle Arap ülkeleri ve kendini baş gören Müslüman ülkeler.
Gündem Gazze; Hamas yine belki bir umut, ya da hiç kimsenin bahanesi kalmasın diye, tekrardan bir çağrıda bulunuyor. Batasıca Arap ülkelerine ve Müslüman ülkelere.
Cevapsız kalan, batasıca Arap ülkeleri ve Müslüman ülkelerin duymazdan geldiği kaçıncı çağrı bilmiyorum, ama bu katliamın başından beri ikinci yılı doldurmaya hızla ilerliyor.
Yok, cevap yok; Yemen hariç cevap yok. Üstüne alınan yok. Neredeyse Arap ve Müslüman olmadıklarına, hatta insan bile olmadıklarına yemin edecekler.
Duymazdan, görmezden, bilmezden gelmeyi tercih ediyorlar. Hiçbiri ama hiçbiri, derde deva bir seda, bir kıpırdamada bulunmuyor.
Hamas, bu çağrısında taleplerini şu şekilde sıralıyor:
- Arap ve İslam Zirvesi kararlarının hayata geçirilmesi, Gazze’ye yardım ve ilaç ulaştırılabilmesi için sınır kapılarının derhal açılması.
- İsrail ile her türlü normalleşmenin durdurulması ve işgal rejimiyle yapılan tüm iş birliğine son verilmesi.
- İsrail ile siyasi ve diplomatik ilişkilerin kesilmesi, Arap ve İslam başkentlerindeki İsrail büyükelçilerinin sınır dışı edilmesi.
- İsrail’e silah sağlayan ve siyasi koruma sunan ülkelere karşı ekonomik ve ticari ilişkilerin baskı aracı olarak kullanılması.
Kardeşin kardeşten bekleyebileceği, hatta çağrı dahi yapılmadan, Arap ve Müslüman ülkelerin savaşın ilk gününde kendiliğinden yapması gerekenleri sıralamış aslında Hamas bu çağrısıyla.
Değil kendiliğinden, batasıca Arap devletleri ve Müslüman ülkeler, yapılan tüm çağrılara rağmen yapmaları gerekenleri yapmıyorlar.
Halbuki istenenler çok makul ve yapılması zaruri olan şeylerdir. Yani Hamas, Gazze, Filistin; benim için, bizim için, Filistin ve Aksa için savaş demiyor. Hatta bize silah verin de demiyor.
Yapabileceklerinizin en asgarisini yapın diye çağrıda bulunuyor Gazze halkı, Hamas, Filistin.
Hamas, devam ediyor çağrısında: "İsrail bayrağının hâlâ bazı Arap ve İslam ülkelerinin başkentlerinde dalgalanması bir utançtır."
Evet, Gazze bu durumda iken her gün, her saat, her dakika ölüm, işgal ve açlık ile boğuşurken, Arap ülkelerinde, Müslüman ülkelerin bir kısmında Siyonist çetenin bayrağının dalgalanması, utanma duygusunu yitirmeyenler için gerçekten, hakikaten, direkt olarak bir utançtır.
Biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz. Bahsi geçen ülkeler önce imandan gelen utanma duygularını yitirdiler, daha sonra Siyonist çetenin menfaatleri doğrultusunda çalışmaya başladılar, hâlâ Siyonist çetenin menfaati için çalışmaya ne yazık ki devam ediyorlar.
Diğer bütün çağrılar gibi, yapılan bu çağrının da utanma duygusunu yitirmiş muhataplar tarafından görmezden gelinme endişesi bana Ahlar çektirmektedir. Beni rahatlatan tek şey, Yemen'in göze göz, dişe diş, ambargoya ambargo, bombaya bomba anlayışıdır.
Çıkmamış candan umut kesilir mi, bilmiyorum. Yoksa hâlâ Arap ülkelerinde ve Müslüman ülkelerde biraz umut var mı diyorsunuz? Kapıları açarlar mı, yiyecek, giyecek ve ilaç gönderirler mi, Siyonist çete ile ticareti keserler mi, elçilerini ülkelerinden def ederler mi, o bayrakları yere çekerler mi, uluslararası ilişkilerini bir baskı aracı olarak kullanırlar mı, normalleşme denen maymunlaşmaya son verirler mi, ya da Yemen’den cesaret alıp aslan gibi davranırlar mı? Ne dersiniz?
Kimsesizlerin kimsesi olan Allah’a emanet olun.